Temyiz Nedir?

“Temyiz” Yargıtay’a intikal eden davalar

Temyiz, bir mahkemede görülen davanın sonucunda alınan kararda usulsüzlük ya da anayasaya aykırı durum şüphesi olduğunda, üst mahkeme olan Yargıtay’a davanın değerlendirilmesi için taşınması işlemine denilmektedir.

Yargıtay’a aktarılan bir davanın istinaf mahkemesinde alınan bozma kararı dışında bütün maddeleri hakimler tarafından yeniden incelenir. Eğer şüphelenildiği gibi mahkemenin vermiş olduğu sonuç kararında hukuka aykırı bir durum görülürse kararın bozulması yönünde Yüksek Mahkeme’den yeni karar verilir. Temyiz, hukuk sistemimizdeki kanunlara göre vatandaşlara sunulan anayasal bir haktır.

Temyiz Mahkemesi

Temyiz mahkemesi, yerel bir mahkemede görülen davanın ardından sonuç kararı ile ilgili olarak temyize gidilmesinden sonra dava dosyasının taşındığı Yüksek Mahkeme’dir. Temyize gitmek kavramı, kabaca bir mahkemede verilen kararın yanlış olduğu iddia eder.

Anayasaya aykırı durum şüphesiyle gerçekleştirilen eylemdir. Temyiz başvurusu, temyiz mahkemesine yapılan bir işlemdir. Temyiz başvurusu, mahkeme kararının bildirildiği davalı veya davacı kişinin temyiz dilekçesi ile yetkili mahkemeye yaptığı başvurudur.

Bu başvurular, temyiz dilekçesiyle birlikte kararın alındığı mahkemeye ya da istinaf mahkemesine yapılmaktadır. İstinaf mahkemeleri hukuk sistemimizde bölge adliye mahkemesi olarak da bilinmektedir. Temyiz dilekçesinde, neden temyize gidildiğine dair talep sebepleri madde şeklinde açıklanmalıdır.

Bunun yanı sıra halihazırda cezaevinde tutuklu veya hükümlü olarak bulunan bir sanığın temyiz sürecindeki işleri, bulunduğu cezaevi müdürlüğüne temyiz dilekçesi verdikten sonra başlatılmaktadır. Dolayısıyla bu durumda olan hükümlüler için temyiz başvurusu yapılacak yer cezaevi müdürlüğü olmalıdır.

Temyiz Kudreti

Temyiz kudreti, Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen fiil ehliyetine sahip olan kimsenin kendi kararlarıyla hak edinip, borç altına girebilme durumuyla yakından ilişkilidir. TMK 9. madde de kişi, kendi fiilleriyle yükümlülük altına girebilmesi fiil ehliyetine bağlanmıştır.

Aynı kanunun 10. maddesinde ise fiil ehliyetinin ilk koşulu olarak ayırtım gücü ile eşit olmak kabul edilmiştir. Dolayısıyla ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir reşit kişinin fiili ehliyeti bulunmaktadır. Bu maddelerde yer alan hükümlerin ışığı altında olaylara bakıldığında bir vatandaşın fiili ehliyetinin tespit edilmesinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar oldukça önemlidir.

Bu koşullar altında olan kişiler için temyiz kudretinin yokluğundan söz etmek mümkündür. Temyiz kudretinin yokluğu, kişinin yaşının küçük olması, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi biyolojik ve bilinç – irade gibi konulara bağlı olmaktadır. Ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması sebebiyle temyiz kudretinin belirlenmesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bilirkişi raporuyla incelenebilmektedir.

Temyiz Süresi

Temyiz başvurusu süresi, hukuk sistemimizde belirli bir kurala göre gerçekleştirilmektedir. Diğer hukuki işlemlerde olduğu gibi yerel mahkemede görülen bir davada hakimin vermiş olduğu sonuç kararına itiraz ederek temyize gidilmesi söz konusuysa zamanaşımı süresine dikkat edilmesi önemlidir.

Temyiz süresi, istinaf mahkemesi tarafından verilen kararın tefhim ya da tebliğ işlemlerinden sonra 7 gün olarak belirlenmiştir. Mahkeme kararının alındığı gün bu süreye dahil edilmemektedir. Eğer temyiz işlemlerinin ve başvuru süresinin son günü resmi tatil gününe denk geliyorsa, bu durumda temyiz işlemleri bir sonraki iş gününe ertelenip bu günde de yapılabilmektedir.

Temyiz başvurusunda bulunan taraflar, mahkeme günü mahkeme salonunda yapılan duruşmada yer almamışsa, verilen sonuç kararı taraflara posta yoluyla tebliğ edilmektedir.

Davalı ve davacıya yapılan tebliğ işleminden sonra, vatandaşlara anayasal hak olarak sunulan temyiz hakkını kullanmak isteyen kişiler, tebliğ işleminden itibaren temyiz süresinin başladığını göz önünde bulundurmalıdır. Mahkeme kararının bu şekilde tebliğ edildiği durumlarda postanın tebliğinden sonra temyiz süresi resmen başlamış olmaktadır.

Kanun Yararına Temyiz

Kanun yararına temyiz kararı, Adalet Bakanlığı’nın yetkisi altındadır. Fakat yargılama sırasında karar ya da hükme cumhuriyet savcısı, sanık, hakim, mahkeme, şikayetçi ya da davaya müdahil olarak katılan kişiler de kanun yararına bozma kanun yolunun kullanılması için Adalet Bakanlığı’na temyiz başvurusunda bulunabilir.

Kategori : Makaleler

Ceza Avukatı

Uygulamada, ceza ve ağır ceza davalarında yoğun deneyim ve bilgi birikimi edinmiş avukatlar kamuoyunda “ceza avukatı” olarak anılır.Ceza avukatı, soruşturma…

Adli Sicil Kaydı

Adli sicil kaydı belgesi, özellikle pek çok resmi kuruma yapılan çeşitli başvurularda, kamu kurumları tarafından başvuru sahiplerinden talep edilen belgeler…

Resmi Belgede Sahtecilik

Resmi belgede sahtecilik suçu, görevi resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi…

Özel Hayatın Gizliliği

Özel hayatın gizliliği, insanın sosyal hayatını medeni bir şekilde sürdürmesi için korunan haklardan biridir. Hukuk sistemimizdeki özel hayatın gizliliğini ihlali…

Bilirkişi

Hukukta bilirkişi, hakim veya savcıların talep etmesiyle görev alan ve kendi uzmanlık alanına göre mahkemeye bir olay hakkında gerekli bilgileri…

Şantaj Suçu

Hukuk sistemimizde tehdit suçunun özel bir uzantısı olarak kabul edilen şantaj suçu, mağdurun daha ağır bir şekilde huzursuz edilmesine neden olan…

Mala Zarar Verme Suçu

Seçimlik hareketle işlenebilen bir suç olan mala zarar verme, kanunda kasıtlı olarak bir şeyi yıkma ya da bozmak şeklinde tanımlanmaktadır. Mala…

Terörle Mücadele Kanunu

Terörle Mücadele Kanunu, Türk hukukunda terör kavramının tanımlandığı ve hangi suçların terör suçuna dahil edileceğini anlatır. Terörle mücadele kanununun 1.…