Günümüzde sıklıkla karşılaşılan tehdit suçu, kişilerin iç huzurunu bozan, karar verme ve hareket etme özgürlüğünü ihlal eden önemli bir suç türüdür. Hukukumuzda özel bir yere sahip olan tehdit suçu, sadece başka suçların unsuru olarak değil, başlı başına bir suç olarak kabul edilmektedir.
Bu içeriğimizde tehdit suçunun ne olduğu, hangi durumlarda oluştuğu, cezai yaptırımları ve suçun nitelikli hallerini detaylı şekilde ele alacağız. Ayrıca tehdit suçunun ispatında kullanılabilecek deliller, şikayet süresi ve hak mahrumiyetine uğramamak için dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında önemli bilgiler paylaşacağız.
Tehdit Suçu (TCK 106) Nedir?
Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenen ve meydana gelmesi failin iradesine bağlı olan bir kötülüğün, belli bir kişiye karşı gelecekte muhtemelen gerçekleşecekmiş gibi gösterilmesidir. Bu suçun oluşabilmesi için failin, mağdura karşı haksız bir zarara veya kötülüğe uğratılacağını bildirmesi gerekir. Tehdit suçunun bildirilmesi sözlü olabileceği gibi, davranış yoluyla da gerçekleştirilebilir.
Örneğin; bir kişinin “seni mahvedeceğim” şeklindeki sözleri basit tehdit suçuna vücut verirken, belindeki silahı göstererek karşısındakine gözdağı vermesi silahlı tehdit suçunu oluşturur. Burada korunan hukuki değer, kişilerin iç barışı ile karar verme ve hareket etme özgürlüğüdür. Önemle belirtmek gerekir ki, tehdit suçunun oluşması için mağdurun mutlaka korkmuş olması gerekmez. Önemli olan, tehdit içeren eylemin objektif olarak korku uyandırabilecek nitelikte olmasıdır.
Basit Tehdit Suçu
Tehdit suçunun en temel şekli olan basit tehdit, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Basit tehdit suçunun oluşması için failin, mağdura yönelik haksız bir saldırı gerçekleştireceğini bildirmesi yeterlidir. Burada önemli olan nokta, tehdidin ciddi bir mahiyet arz etmesi ve objektif olarak mağdur üzerinde korku yaratmaya elverişli olmasıdır.
Günlük hayatta sıkça karşılaşılan “seni döverim”, “canını yakarım” gibi sözler, söylendiği ortam ve koşullar değerlendirilerek basit tehdit suçu kapsamında ele alınır. Bu suçun takibi için mağdurun şikayeti gerekmez, savcılık tarafından resen soruşturma başlatılabilir.
Alenen Tehdit Suçu
Alenen tehdit suçu, tehdidin birden fazla kişinin duyabileceği veya görebileceği şekilde gerçekleştirilmesidir.
Örneğin; sosyal medya platformlarında yapılan tehdit içerikli paylaşımlar veya kalabalık bir ortamda yüksek sesle söylenen tehdit sözleri bu kapsamda değerlendirilir. Alenen tehdit suçunun özelliği, tehdidin sadece mağduru değil, aynı zamanda toplum huzurunu da etkilemesidir. Bu durumda tehdit eylemi daha geniş bir etki alanına sahip olduğundan, suçun cezası belirlenirken bu husus dikkate alınır. Alenen tehdit suçunda da basit tehdit suçunda olduğu gibi resen soruşturma yapılır, mağdurun şikayetine gerek yoktur.
Tehdit Suçunun Cezası 2025
Tehdit suçunun cezası, suçun işleniş şekline ve ağırlığına göre farklılık göstermektedir. Suçun temel şeklinde, yani bir başkasını kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit edilmesi durumunda altı aydan iki yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Özellikle 2024 yılı itibariyle tehdit suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığına yönelik tehditlerde ise mağdurun şikayeti üzerine altı aya kadar hapis veya adli para cezası uygulanır.
Sağlık çalışanlarına karşı görevleri sebebiyle işlenen tehdit suçlarında ise ceza yarı oranında arttırılır ve hapis cezası ertelenmez.
Tehdit Suçunun Unsurları Nelerdir?
Tehdit suçunun oluşabilmesi için bazı temel unsurların bir araya gelmesi gerekir. Öncelikle tehdit içeren eylemin ağır ve haksız bir zarara uğratılacağının bildirilmesi şeklinde gerçekleşmesi gerekir. Bu bildirim, gelecekte gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gerçekleşme ihtimali bulunan bir kötülüğün, fail tarafından gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdidin mağdurun karar verme ve özgür hareket etme özgürlüğünü kısıtlayacak, iç huzurunu bozacak ve endişeye sevk edecek nitelikte olması şarttır. Eylemin endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olmaması durumunda tehdit suçu oluşmaz. Önemli olan tehdit içeren fiilin objektif olarak korku ve endişe yaratacak nitelikte olmasıdır; somut olayda mağdurun gerçekten korkup korkmaması suçun oluşması açısından önem taşımaz.
Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri
Türk Ceza Kanunu’nda tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri özel olarak düzenlenmiştir. Bu hallerin varlığı durumunda fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Nitelikli haller arasında silahla tehdit, kişinin kendisini tanınmayacak hale koyarak tehdit etmesi, imzasız mektup veya özel işaretlerle tehdit, birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit ve var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak tehdit sayılabilir. Özellikle silahla tehdit durumunda, silahın mağdura yöneltilmesi veya gösterilmesi yeterlidir. Silahın gerçek olup olmaması ya da dolu bulunup bulunmaması önemli değildir.
Tehdit Suçu Sonrası Tazminat Davası
Tehdit suçunun mağduru olan kişiler, uğradıkları manevi zararın tazmini için ayrıca hukuk mahkemelerinde tazminat davası açabilirler. Tehdit suçu nedeniyle kişilik hakları zedelenen mağdur, Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi kapsamında manevi tazminat talep edebilir. Bu davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Manevi tazminat miktarı belirlenirken tehdit eyleminin ağırlığı, mağdur üzerinde yarattığı etki ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları gibi kriterler göz önünde bulundurulur. Ancak ceza davasında uzlaşma sağlanmış ise aynı olay nedeniyle ayrıca manevi tazminat davası açılamaz. Bu konuda hak kaybı yaşamamak için uzman bir avukattan destek almak önemlidir.
Tehdit ve Şantaj Suçu Arasındaki Farklar Nelerdir?
Tehdit ve şantaj suçları sıklıkla karıştırılan ancak hukuki nitelikleri birbirinden farklı olan suçlardır. Tehdit suçunda fail, mağdura karşı gelecekte bir kötülük gerçekleştireceğini bildirirken, şantaj suçunda fail mağdurdan haksız bir çıkar elde etmeyi amaçlar.
Örneğin; mağdura “seni öldüreceğim” demek tehdit suçunu oluştururken, “eğer bana para vermezsen özel görüntülerini yayınlarım” demek şantaj suçunu oluşturur. Şantaj suçunda tehdit bir araç olarak kullanılmakta ve failin asıl amacı bir yarar sağlamaktır. Bu nedenle şantaj suçunun cezası daha ağırdır ve bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası öngörülmüştür.
Tehdit Suçunda HAGB Kurumu
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), tehdit suçu için de uygulanabilecek bir kurumdur. Ancak bunun için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaatin oluşması ve suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın giderilmesi gerekir. HAGB kararı verilmesi halinde sanık beş yıl süreyle denetime tabi tutulur. Bu süre içinde yeni bir suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilir. Fakat tehdit suçunun sağlık çalışanlarına karşı işlenmesi durumunda HAGB kurumu uygulanmaz.
Tehdit Suçunda Cezanın Adli Para Cezasına Çevrilmesi
Tehdit suçunda hükmedilen hapis cezası, bazı durumlarda adli para cezasına çevrilebilir. Özellikle malvarlığına yönelik veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle yapılan tehditlerde kanun, hakime adli para cezasına çevirme konusunda takdir yetkisi tanımıştır.
Adli para cezası belirlenirken failin ekonomik durumu ve kişisel özellikleri göz önünde bulundurulur. Ancak tehdit suçunun nitelikli hallerinde, örneğin silahla tehdit suçunda, cezanın adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
Yine sağlık çalışanlarına karşı işlenen tehdit suçlarında da adli para cezasına çevirme yoluna gidilemez.
Tehdit Suçu Nasıl İspatlanır?
Tehdit suçunun ispatında çeşitli deliller kullanılabilir. Bunlar arasında tanık beyanları, ses ve görüntü kayıtları, mesajlaşma içerikleri, e-postalar ve sosyal medya paylaşımları sayılabilir. Özellikle telefon veya mesaj yoluyla yapılan tehditlerin ispatında SMS kayıtları, WhatsApp yazışmaları ve telefon görüşme dökümleri önemli delil niteliği taşır. Ayrıca tehdit içeren e-postaların, sosyal medya mesajlarının veya internet sitesi üzerindeki paylaşımların noterden tespit ettirilmesi de mümkündür. Delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması önemlidir.
Örneğin; ani gelişen olaylarda mağdurun aldığı ses kaydı delil olarak kabul edilebilirken, sistematik ve planlı şekilde alınan kayıtlar hukuka aykırı delil sayılır. Bu nedenle delillerin toplanması ve muhafazası aşamasında mutlaka hukuki destek alınması önerilir.
Tehdit Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme
Tehdit suçuna ilişkin davalar Asliye Ceza Mahkemelerinde görülür. Görevli mahkemenin belirlenmesinde suçun nitelikli hallerinin varlığı veya temel şeklinin işlenmiş olması önem taşımaz. Yetkili mahkeme ise kural olarak suçun işlendiği yer mahkemesidir.
İnternet veya telefon yoluyla işlenen tehdit suçlarında, mağdurun tehdidi öğrendiği yer de yetkili mahkemenin belirlenmesinde dikkate alınır.
Örneğin; bir kişi Ankara’dan İstanbul’da bulunan mağdura tehdit içerikli mesaj gönderdiğinde, hem Ankara hem de İstanbul mahkemeleri yetkili olacaktır. Böyle durumlarda dava, bu mahkemelerden hangisinde açılırsa, yargılama orada yapılır.
Tehdit Suçunda Soruşturma ve Kovuşturma Süreçleri Nasıl İşler?
Tehdit suçunun soruşturma ve kovuşturma süreçleri, suçun türüne göre farklılık gösterir. Suçun temel şeklinde ve nitelikli hallerinde soruşturma re’sen başlatılır, yani savcılık kendiliğinden harekete geçebilir. Ancak malvarlığına yönelik tehditlerde mağdurun şikayeti gerekir.
Soruşturma aşamasında savcılık, delilleri toplar, ifadeleri alır ve yeterli şüphe oluşması halinde iddianame düzenler. Kovuşturma aşamasında ise mahkeme, delilleri değerlendirir, tarafları dinler ve suçun işlenip işlenmediğine karar verir.
Uzlaştırma kapsamındaki tehdit suçlarında, öncelikle uzlaştırma prosedürü işletilir. Uzlaşma sağlanamazsa, yargılamaya devam edilir. Bu süreçlerde mağdurun haklarını etkin şekilde kullanabilmesi için bir ceza avukatından destek alması önemlidir.
Birden Fazla Kişiyle Tehdit Suçu
Tehdit suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, kanunda özel olarak düzenlenmiş nitelikli hallerden biridir. Bu durumda tehdidin korkutucu etkisi artmakta ve mağdur üzerinde daha yoğun bir baskı oluşmaktadır. Suçun bu şekilde işlenebilmesi için en az iki kişinin tehdit eylemini birlikte gerçekleştirmesi gerekir. Burada önemli olan, faillerin önceden anlaşmış olması ve tehdit kastıyla hareket etmeleridir.
Yargıtay kararlarına göre, birlikte tehdit durumunda her failin olay yerinde bulunması ve birlikteliğin korkutucu gücünü mağdura yansıtmış olmaları aranır. Bu nitelikli hal nedeniyle failler hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kendini Tanınmayacak Hale Koyarak Tehdit Suçu
Kendini tanınmayacak hale koyarak tehdit suçu, failin kimliğini gizleyerek mağduru tehdit etmesidir. Bu durum mağdurun savunma imkanını azalttığı ve daha fazla korku yarattığı için kanun koyucu tarafından daha ağır cezayı gerektiren bir hal olarak düzenlenmiştir.
Failin maske takması, kılık değiştirmesi, ses değiştirici programlar kullanması veya kendini gizleyecek başka yöntemler kullanması bu kapsamda değerlendirilir. Ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, bu nitelikli halin uygulanabilmesi için mağdurun tehditte bulunan kişiyi tanımaması veya ondan şüphelenmemesi gerekir. Eğer mağdur faili teşhis edebiliyorsa veya failden şüphelenerek yetkili mercilere başvuruda bulunmuşsa, bu nitelikli hal uygulanmaz.
Silahla Tehdit Suçu
Silahla tehdit suçu, tehdit eyleminin silah kullanılarak gerçekleştirilmesidir. Türk Ceza Kanunu’nun uygulamasında silah kavramı geniş yorumlanmaktadır. Ateşli silahların yanı sıra kesici, delici aletler, yakıcı veya yaralayıcı maddeler de silah kapsamında değerlendirilir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre silahla tehdit suçunun oluşması için silahın mağdura doğrudan doğrultulması şart değildir; silahın gösterilmesi veya varlığının hissettirilmesi yeterlidir. Örneğin, beline silah yerleştirip göstererek tehdit eden kişi de bu suçu işlemiş sayılır. Önemli olan silahın, mağdur üzerindeki korkunun etkisini artırması ve tehdidin ciddiyetini göstermesidir.
Silahın gerçek veya dolu olması da gerekmez; oyuncak tabanca veya kurusıkı tabanca ile yapılan tehditler de, mağdur bunların gerçek olmadığını bilmiyorsa, silahla tehdit suçunu oluşturur.
İmzasız Mektup, E-mail Yoluyla Tehdit Suçu
İmzasız mektup veya e-mail yoluyla tehdit, günümüz teknolojisinde sıkça karşılaşılan bir tehdit türüdür. Bu suçun nitelikli hal sayılmasının nedeni, tehdidin nereden geldiğini bilemeyen mağdurun kendisini daha savunmasız hissetmesi ve daha yoğun bir korku yaşamasıdır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki, imzasız olsa bile mektup veya e-mailin kimden geldiği mağdur tarafından anlaşılabiliyorsa, örneğin içeriğinden veya kullanılan ifadelerden failin kimliği tespit edilebiliyorsa, bu nitelikli hal uygulanmaz.
Yargıtay kararlarına göre, mağdurun faili tespit ederek şikayette bulunması halinde, tehdidin anonim niteliği ortadan kalkar ve suçun temel şekli oluşur. Dijital ortamda işlenen bu tür tehdit suçlarında delillerin sağlıklı şekilde toplanması ve muhafazası için uzman desteği almak önemlidir.
Örgüt İsmi Kullanılarak Tehdit Suçu
Örgüt ismi kullanılarak yapılan tehdit, TCK’nın 106. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiş nitelikli hallerden biridir. Bu tehdit türünde fail, var olan veya varsayılan bir suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, failin gerçekten bir örgüt üyesi olmasının gerekmemesidir. Hatta tehdit için kullanılan örgütün gerçekte var olması da şart değildir. Önemli olan, mağdurun zihninde örgütsel bir gücün yarattığı korku ve endişenin oluşmasıdır.
Yargıtay kararlarına göre, mağdurun bireysel tehdide göre daha yoğun korku ve endişe yaşaması için, failin örgütle en azından zayıf da olsa bir bağlantısının bulunduğuna inanılmasını gerektirecek makul nedenlerin varlığı aranır.
Tehdit Suçu Uzlaşmaya Tabi Midir?
Tehdit suçunda uzlaşma kurumunun uygulanması, suçun türüne göre değişiklik gösterir. Suçun temel şekli olan TCK madde 106/1’de düzenlenen tehdit suçu uzlaştırma kapsamındadır.
Bu durumda soruşturma veya kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürü uygulanır. Uzlaşma sağlanırsa, soruşturmaya veya kovuşturmaya devam edilmez. Ancak suçun nitelikli halleri, örneğin silahla tehdit veya örgüt ismi kullanılarak yapılan tehdit uzlaştırma kapsamı dışındadır. Uzlaşma görüşmelerinde mağdurun haklarının korunması ve adil bir uzlaşma sağlanması için mutlaka hukuki destek alınması önerilir. Uzlaşmanın sağlanması halinde ayrıca tazminat davası açılamayacağından, bu aşamada verilecek kararlar özel önem taşır.
Tehdit Suçu Şikayete Tabi Midir?
Tehdit suçunun takibi, suçun işleniş şekline göre farklılık gösterir. Kişinin hayatına, vücut bütünlüğüne veya cinsel dokunulmazlığına yönelik tehditler ile suçun nitelikli halleri şikayete tabi değildir. Bu durumlarda savcılık kendiliğinden harekete geçebilir. Ancak malvarlığına yönelik tehditler veya sair kötülük bildirimi şeklindeki basit tehditler şikayete tabidir.
Şikayet süresi, fiili ve faili öğrenme tarihinden itibaren 6 aydır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, sürenin geçirilmesi halinde şikayet hakkı ortadan kalkar.
Şikayete tabi hallerde, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi durumunda dava düşer. Mağdur birden fazla kişi tarafından tehdit edilmişse, bunlardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçme diğerlerini etkilemez.
Tehdit Suçunda Etkin Pişmanlık Var Mıdır?
Tehdit suçunda özel bir etkin pişmanlık hükmü düzenlenmemiştir. Bu nedenle fail, tehdit eylemini gerçekleştirdikten sonra pişmanlık duysa ve mağdurdan özür dilese bile, bu durum suçun oluşmasını engellemez. Ancak failin pişmanlık göstermesi ve mağdurla uzlaşma yoluna gitmesi, cezanın belirlenmesinde takdiri indirim nedeni olarak değerlendirilebilir. Ayrıca tehdit suçunun uzlaşmaya tabi olduğu hallerde, failin pişmanlık göstererek mağdurla anlaşması, uzlaşma kurumunun işletilmesini kolaylaştırabilir. Yine de unutulmamalıdır ki, etkin pişmanlık kurumunun tehdit suçunda uygulanmaması, bu suçun caydırıcılığının korunması amacını taşımaktadır.
Tehdit Suçunda Zamanaşımı Kavramı Var Mıdır?
Tehdit suçunda da diğer suçlarda olduğu gibi dava ve ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Suçun temel şeklinde dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Nitelikli hallerde ise zamanaşımı süresi 15 yıldır. Ancak burada önemli olan nokta, şikayete tabi olan malvarlığına yönelik tehdit ve sair tehdit suçlarında, 6 aylık şikayet süresinin kaçırılmamasıdır. Çünkü şikayet süresi geçtikten sonra, dava zamanaşımı süresi dolmamış olsa bile soruşturma başlatılamaz. Ceza zamanaşımı ise hükmün kesinleşmesinden sonra işlemeye başlar ve verilen cezanın infaz edilebileceği azami süreyi belirler.
Nitelikli Tehdit Nedir?
Nitelikli tehdit, tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren ve TCK’nın 106. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen özel halleridir. Bu haller suçun işleniş şeklinin daha tehlikeli olması ve mağdur üzerinde daha yoğun bir korku yaratması nedeniyle, kanun koyucu tarafından daha ağır yaptırıma bağlanmıştır. Nitelikli tehdit hallerinde verilecek ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Ayrıca nitelikli tehdit hallerinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz ve soruşturma re’sen yapılır. Özellikle silahla tehdit, birden fazla kişiyle tehdit veya örgüt ismi kullanılarak yapılan tehdit gibi durumlar, mağdurun savunma imkanlarını azalttığı ve daha yoğun bir korku yarattığı için nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.
Sözlü Tehdit Nasıl İspatlanır?
Sözlü tehdit, ispatı en zor tehdit türlerinden biridir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, sözlü tehdidin ispatında tanık beyanları önemli bir delil niteliği taşır. Özellikle ani gelişen durumlarda, mağdurun başka türlü ispat imkanı yoksa ses kaydı alması da hukuka uygun kabul edilmektedir.
Örneğin; telefon görüşmesi sırasında yapılan tehditlerin hoparlörden dinletilerek tanıklara duyurulması veya kayıt altına alınması mümkündür. Ancak sistematik ve planlı şekilde alınan ses kayıtları hukuka aykırı delil sayılır. Bu nedenle sözlü tehdit durumunda mağdurun derhal kolluk kuvvetlerine başvurması, varsa tanıkların bilgilerine başvurulmasını sağlaması ve olayı ayrıntılı şekilde tutanak altına aldırması önem taşır.
Tehdit Suçu Kimler Aleyhine İşlenebilir?
Tehdit suçu yalnızca gerçek kişiler aleyhine işlenebilir. Tüzel kişiler, örneğin şirketler, dernekler veya vakıflar tehdit suçunun mağduru olamazlar. Çünkü tehdit suçuyla korunan hukuki değer, kişilerin manevi dünyası ve iç huzurudur.
Örneğin; “şirketinizi batıracağım” şeklindeki bir beyan, doğrudan şirket tüzel kişiliğine yönelik olarak tehdit suçunu oluşturmaz. Ancak bu tehdit şirketin ortaklarına veya çalışanlarına yönelik olarak algılanabiliyorsa, o kişiler aleyhine tehdit suçu oluşabilir. Yine tehdit mağdurun kendisine yönelebileceği gibi, yakınlarına da yönelebilir. Örneğin “çocuğuna zarar veririm” şeklindeki tehdit de suç oluşturur.
Telefonla Tehdit Suçunda Ses Kaydı Hukuka Uygun Delil Midir?
Telefonla tehdit durumunda ses kaydının delil olarak kullanılabilmesi, kaydın alınma şartlarına bağlıdır. Yargıtay’ın güncel içtihatlarına göre, başka türlü delil elde etme imkanının bulunmadığı ve ani gelişen olaylarda, mağdurun kendisine karşı işlenen suçu kaydetmesi hukuka uygundur.
Örneğin; tehdit eden kişiyle yapılan telefon görüşmesinin anlık kaydedilmesi delil olarak kullanılabilir. Ancak önceden planlanmış, sistematik bir şekilde yapılan kayıtlar hukuka aykırı kabul edilir.
Önemle belirtmek gerekir ki, mağdurun güvenlik güçlerine başvurmadan önce delil toplamak amacıyla yaptığı kayıtlar da, olayın aciliyeti ve başka delil elde etme imkanının bulunmaması şartıyla hukuka uygun sayılabilir.
Tehdit Suçunda Örnek Şikayet Dilekçesi
Sayın Cumhuriyet Başsavcılığına,
[İSTANBUL]TALEP EDEN : [Mağdurun Adı Soyadı, TC Kimlik No, Adres]
VEKİLİ : Av. Bedir Yeniay
[Adres]ŞÜPHELİ : [Şüphelinin Adı Soyadı][Bilinen Adres]
KONU : [Tarih] günü gerçekleşen tehdit suçu nedeniyle şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılması talebidir.
AÇIKLAMALAR :
- Şüpheli, [tarih] günü saat [saat] sıralarında [olay yeri]’de müvekkilimi ölümle tehdit etmiştir.
- Olay sırasında [tanık isimleri] olaya şahit olmuşlardır.
- Tehdit olayına ilişkin ses kaydı ve mesajlaşma görüntüleri delil olarak dilekçemiz ekinde sunulmuştur.
SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda açıklanan ve Cumhuriyet Savcılığınızca re’sen tespit edilecek nedenlerle, şüpheli hakkında soruşturma yapılarak kamu davası açılmasını talep ederim. [Tarih]
Talep Eden
[İmza]Av. Bedir Yeniay
EKLER:
- Ses kaydı ve mesajlaşma görüntüleri
- Tanık listesi
- Vekaletname
Not: Bu içerik bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup, hak kaybına uğramamak için Ceza Avukatı Bedir Yeniay’dan hukuki destek alabilirsiniz.