Tekerrür müessesesi, 765 sayılı TCK’nın 81. ve devamı maddelerinde düzenlenmişti. 5237 sayılı TCK’nın yayımı ile birlikte, bu müessesenin eskisinden çok farklı olarak düzenlendiğini görmekteyiz. Mülga TCK döneminde bir ceza hukuku müessesesi olan tekerrür yeni TCK ile birlikte güvenlik tedbirine dönüşmüştür.[1]Bu değişiklik göz önüne alındığında, tekerrüre ilişkin olarak 5237 sayılı TCK ve 5275 sayılı CGTİHK hükümleri tatbik alanı bulacaktır. Bu yazımızda sizlere genel bir çerçevesini çizeceğimiz tekerrürün tanımı ve koşulları üzerinde duracağız.
Tekerrür, daha önceden işlemiş olduğu bir suçtan dolayı kesin bir hükümle mahkûm olmuş bir kimsenin, bu mahkûmiyetin kesinleşmesinden sonra kanunda öngörülen süre geçmeden yeni bir suçu işlemesi halidir.[2] Burada ikinci suçu işleyen şahsa mükerrir denir. Mükerririn karşıtı, ilk suçlu terimidir. Kişilerin işlemiş oldukları suçlardan ötürü haklarında tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için ise TCk m. 58 ‘de belirtilen şartların mevcudiyeti gerekmektedir. Bu şartlar ise şunlardır:
– Daha önceden işlenen suçtan dolayı mahkûm olma,
– verilen cezanın infaz edilmesine gerek olmama.
Öncelikli olarak bu iki şartın arandığı tekerrürde bu iki şartın varlığı halinde maddede sayılı diğer şartların varlığına bakılacaktır. Bunlar ise şu şekilde belirtilmiştir. Kasıtlı suçlar, taksirli suçlar ve sırf askeri suçlarla diğer suçlar arasında, kasten adam öldürme, kasten adam yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümlerden dolayı ve fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz. Hakim tüm bu hususları bir arada değerlendirdikten sonra tekerrür hükümleri mevcut ise mahkumun mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi olacağını kararında belirtmek zorundadır. Eski TCK’dan farklı olarak, yeni TCK’da tekerrür halinde ceza artırımı değil, infaz rejiminde değişiklik yapılması öngörülmüştür.
[1] Veli Özer Özbek, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2006, s. 609; Nur Centel / Hamide Zafer / Özlem Çakmut, Türk Ceza Hukukuna Giriş, 3. Bası, Beta Yayınevi, İstanbul 2005, s. 615.
[2] Veli Özer Özbek, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2006, s. 610.